13 Aralık 2009 Pazar

ÖLÜM ÜZERİNE



"Büyük acılar daha önemsizlerin hissedilmesini engeller ve tersine,büyük acıların yokluğunda en küçük dertler ve sıkıntılar bile bize büyük acı verir"

Schopenhaurer

Kurban Bayramının üçüncü günü eşimin babasını,kayınpederimi oğlumun dedesini kaybettik.Eşim bayram için gitmişti halbuki biz Batıhan'la nasılsa 15 tatilde gideceğiz,tatil kısa,adamcağız hasta rahatsız etmeyelim diye gitmedik.Keşke gitseydik:(((Ölüm haberini aldığımdan bu yana zihnimde tekrarlanıyor,nerden bilebilirdik ki.Durumu iyiceydi,şekeri kontrol altındaydı.Hatta kendindeydi,düzenli yemek yiyordu.Allah rahmet eylesin, severdim kendisini bazı halleri çok güldürürdü beni.

Şunu anladım ki ölüme yaklaşmış bir insanın ölümüne kendini ister istemez hazırlıyor insan.Evet çok üzülüyorsun,ağlıyorsun ama insan kendini öncesinde tedavi etmiş oluyor.Ama ya diğre türlüsü yakın arkadaşım Öznur 10 yaşında yeğenini kaybetti,bir ay oldu sanırım.Hatırladıkça kalbime birşey saplanıyor sanki,kendimi annesinin yerine koymaya çalışıyorum çıldıracak gibi oluyorum,hemen zihnimden uzaklaştırıyorum.Böyle bir acıyla nasıl hayata devam eder insan?

Ben dedelerimi küçükken kaybetmişim biri ben doğmadan vefat etmiş,babamın babasıda ben bir yaşındayken yummuş gözlerini.Hatırlarımda kuzenimin dedesine dede diye sarılırdım,gerçekten benim dedem değil diye üzülürdüm.Oğlum dedeleriyle vakit geçirecek,parka gidecek,denize gidecek diye sevinirdim.Olmadı birkez bile parka gidemediler,uzun zamandır hastaydı,çok duygulanırdı Batıhan'ı gördüğünde ağlardı.O ağlardı fark ettirmeden,ben üzülürdüm.Allah benim babama uzun,sağlıklı bir ömür versin.

P.S:Irvin D.Yalom Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek kitabında ölümle yüzleşmenin güneşe bakmak gibi acı verici,zor,ama eğer insan durumunun gerçek doğasını,faniliğimizi,ışıkta geçireceğimiz kısa zamanı kavrayan tamamen bilinçli kişiler olarak yaşamaya devam etmek istiyorsak gerekli olan bir şey diyor.Bazı görüşlerine katılmasamda beni rahatlattığını söyleyebilirim.

18 Kasım 2009 Çarşamba

Pembe Baykuşum

Eve döndüğümde pc başına oturmaktansa oğlumla vakit geçirmek çok daha cazip geldiğinden uzun zamandır yazamadım.En son düğünde kalmışız,hayat ne kadar hızlı akıyor.Geriye dönüp bakınca çok kısa bir zaman dilimi gibi görünsede neler neler yaşıyor insan.En başta domuz gribi paniği geliyor,ülkece yaşıyoruz uzun zamnda devam edeceğe benziyor.Merak eden varsa ailecek aşı vurulmamaya karar verdik.Bu hafta okullarda da izin kağıtları gönderildi velilere,öğrencilerin %98 i aşı olmayacak anlaşılan.Herhalde ancak Türkiye'de olur bir işi bu kadar eline yüzüne bulaştırmak,yazık.Herneyse yukarıdaki fotoğrafta ikeadan aldığımız tepsiyi görmektesiniz.Bizi çok güldüren Batıhan'ın oradaki kuşlardan en tatlısını yani pembe Baykuşu kendisi olarak seçmesi,yeşil kuşu babası,sarı olan da bendeniz.Kendisini bizden farklı gördüğünü ne kadar güzel belli ediyor değil mi? Baykuşla benzer özellikleri de yok değil hani,özellikle ikisinin de ödlek olması en belirgin olanı bence.Evet yanlış anlamadınız oğlum hala bebekliğinde olduğu gibi yüksek sesle konuşulmasından,şarjlı el süpürgesi sesinden,bazı sesli oyuncaklardan acayip korkuyor.Gerçi listemiz uzundu çoğundan korkmuyor artık,elektrik süpürgesi,saç kurutma makinesi,blendır bunlardan bazıları.
Bakıcısına gün geçtikçe alışıyor,bizim için beklediğimden çok daha zorlu geçti bu süreç.Batıhan ilk hafta gayet uyumluydu,belki de sonradan farkına vardı veee zor günler başladı bizim için,üç kez kadıncağız okula getirmek zorunda kaldı.Avazı çıktığı kadar bağırıyormuş,hele birgün şaşkır şakır yağmur yağarken apar topar evden çıkarmak zorunda kalmış.İkinci haftada Batı ve ben hastaydık zaten,ara verdik tekrar başa döndük.Ardından azı dişlerinin sıkıntısı,eve döndüğümüzde bize resmen işkence çektirmesi derken haftalar böyle akıp gitti.Dişlerini çıkarmış değil ama yerleri bembeyaz,bazen öyle kendinden geçiyor ki 4 parmağını birden ağzına sokuyor.Diş fırçası,ağzına sokabileceği oyuncaklar elinden hiç düşmüyor.İlk dişini çıkardığında bu kadar olmasa da zorlanmıştı,ama bu sefer kulak ağrısı,ateş, inanılmaz bir huzursuzluk,öfke nöbetleri,geceleri ağlama eşlik etti.Bakıcısıyla da eskisinden daha iyi bazı günler kucağında uyuyor,bazı günler ısırıyor,ne yapacağı belli olmuyor.Bu süreçte yurt dışında yaşamadığıma öyle üzülüyorum ki ilk üç sene anneyle birlikte olmak çocuk için gerçekten çok önemli.Ben yine de 6 saat evden uzaktayım,kendimi şanslı görüyorum bu anlamda,böyle avutmaya çalışıyorum belki de kimbilir.Herneyse bizde durum bu, Batıhan'ın söylediği gibi söyleyeyim BABAYYY

25 Ekim 2009 Pazar

Mevzular Arası Batıhan!!!!

Günün en güzel karesi,


Meraklı Minik etrafı incelerken veeee gaza gelip halay çekmeye çalışırken:))))

Bugün Kuzen Derya da muradına erdi,güzel bir düğün yaptık kendisine,d.tümüz yer görmedi.Hayatımda bu kadar halay çekmemişimdir,bir ara kusucammm diye bağırasım geldi.Kulaklarım çınlıyor hala,neyse efendim asıl enteresan olan bizim mızmızın düğünde bana hiçbir sorun çıkarmamış olması.Şoklardayım hala ailecek inanamadık,nitekim bizimkisi öyle bir ortama ilk defa girdi.Kalabalıktan hiç hoşlanmaz bebekliğinden beri,ama düğün çok hoşuna gitti.Bayıldı desem yeri, acaba aylık bir aktivite haline mi dönüştürsek:)))) Gençken hiç hoşlanmazdım düğün dernekten,çok rahatsız olurdum gürültü patırtı, ne bileyim çok saçma gelirdi,evleniyoruz mutluyuz falan öyykk.İnsan büyüdükçe farklılaşıyor mesela kuzencan evden çıkarken çok bi duygulandım,gelinlikle görmek ayrı bir duygu seli yaşattı bana.Birde uzaktan gelen özlediklerim vardı.Halam,kızı Meral,kuzişim Nuray sanki hep bizimleler gibi hissetmek çok iyi geldi bana .



Davul en ilgisini çeken enstürüman oldu,yaşıtı Deniz de öyleydi.Hatta o dayanamayıp tokmağı eline de aldı,bizimki uzaktan incelemekle yetindi.
Düğün nedeniyle anneanne ve dedesi de bizde olunca Cumartesi günü Batıhan'ı emin ellerde bırakıp bir İstanbul kaçamağı yapalım dedik.İstanbul görmeyeli daha mı kalabalıklaşmış ne, resmen alık gibi oldum.İş arkadaşlarımı acayip özlemiştim,hele içlerinden birinin bebeği olmuştu bir türlü gidememiştim.Hep birlikte onlarda buluştuk,marifetli arkadaşım yedirdi içirdi bizi,ne kadar özlemişim bir arada olmayı.Bu hafta sonu doping oldu bize,eşimde kendi arkadaşlarıyla buluştu.Bu arada kızlar Batıhan'ı benden çok merak ettikleri için biraz hayal kırıklığı yaşadılar ama ben gayet iyiydim:)))


1 Ekim 2009 Perşembe

Senin Adın Ne Annecim? -BATİİ

Çok hızlı bir hafta geçirdik,önce Batıhan'ın gecikmeli doğum günü partisi,ertesi gün işe başlama,hemen ardından hastalanmam derken harbiden yazarken yoruldum şimdi.Batıhan bakıcısına ısınma turlarındaydı bu hafta,sıcakkanlı oğlum benim anneannesinin söylediğine göre iyi anlaştılar,bugün birlikte oynamışlar,N. Hanım yemeğini yedirmiş,Batı ona şarkılar söylemiş (Lalalala şeklinde sözsüz yanii) içim rahatladı.

Pazartesi ikisi başbaşa kalacaklar bakalım,Batıhan ilk defa aile dışından biriyle 7 saat zaman geçirecek,çaktırmıyorum ama endişeliyim yine de,ana yüreği işte umarım herşey yolunda gider.Çok güveniyorum N.Hanıma belki yemek yemesi bile düzelir,ne de olsa ona naz yapamıyacak.
Bu aralar konuşmama mevzusuna taktım yine,gerçi başlıktan da anladığınız üzere ismini söylüyor artık çok büyük gelişme bizim için,o kadar tatlı oluyor ki söylerken kameraya çekip yayınlamak istedim ama çok üşendim sonra.Üşendi dedim ama geçen de fotoğraf yükleyemedim aslında,problem mi var anlmadım!!
Öğle uykusunu çok kısa uyuyor hatta uyumak istemiyorr,gece aynı şekilde dirençli.Fotoğraf herşeyi açıklıyor olsa gerek,Batıhan'ın benle uyumamak için inatlaştıktan yaklaşık 1 saat kadar sonra uykusuzluktan bayıldığı an:))) Geceleride 2-3 kez uyanıyor uyanmadığı gece yok gibi,hayır anlamadığım ne demeye uyanıyor yani acaba beni gıcık etmek için olabilir mi? Azcık gözünü açsın tamam,uykuya geri dönüşte acayip zorlanıyor.Öyle inatlaşıyor ki benimle bu aralar sanki Batıhan gitti başka bir çocuk geldi.İşe başladığım için mi acaba diye düşünüyorum,yoksa bizimki de 2 yaş sendromuna mı girdi? Girdiysede bir an önce çıksın,ben oğlumu geri istiyorummm
Çok değişti ve gelişti bu aralar,dışarıya çıktı mı çocukların yanında bitiyor,hatta onlar eve gitmek istediklerinde bağırıyor gitmesinler diye,bitmek bilmez bir enerjisi var.Acayip bir şekilde taklit yeteneği arttı,bu konuşmaya geçmesine de yardımcı olabilir.
Durup dururken sinirleniyor,bazen çok keyifli kalkıyor nanananana favori ezgisini söyleyerek,bazen sinirli.Batıhan gelgitlerle dolu bu aralar anlıyacağınız,bende öyleeee

22 Eylül 2009 Salı

NaMiNaMiNa!!!!!

Duyduk duymadık demeyin literatüre Mina korkusu olarak geçebilecek(erkek çocuklarının Mina'dan korkması) durumu atlatmış bulunuyoruz hehehehe Çocukları birbirine kaynaştırıcaz diye anamız ağladı ayol,yanlış anlamayın Mina'nın birşey yaptığı yok bizim velete,geçen buluşmalarında taktı kıza.Olay şöyle gerçekleşti Minayla Rahşan bize gelmişlerdi geçenlerde,Batıhan uykudan uyanıp mutfağa yanımıza geldiğinde Mina Batıhan'ı sıkıca kendine doğru çekip dudaklarından bir öptü.Batıhan şoktaaa=)))) Batıhan gördüğü an basıyor çığlığı bide yüzünü bize gömüyor,Mina'nın umrunda değil salağa bak diyodur içinden hehehehe
Dün buzlar eridi,bizimki Naminaminami sayıklıyor evde,anca toparladı kendini,bizde onları aynı evde farklı yerlerde tutma derdinden kurtulmuş olduk böylece...

16 Eylül 2009 Çarşamba

Batıhan 2 Yaşında


Birtanem canım oğlum 2.yaşımız kutlu olsun.Aramıza katılmakla bizi ne kadar mutlu ettin bilemezsin,hamile kalmama çok şaşırmamdan olacak sen de tam bir şaşkın oldun:))Herşeye şaşırıyorsun aaa aaa herkes seni böyle hatırlıyor bay şaşkınım benim. Annen çok duygusal bugünlerde, şu an nasıl ağlıyorum bilsen ama üzülme üzüldüğüm için değil çok mutlu olduğumdan.Keşke daha önce başlasaydım yazmaya,ağlamaktan kelimelerimi toparlayamıyorum.Doğum günlerini ertelemeyi pek sevmesemde, Ramazan olduğundan ve bu hafta iş yerinde çok yoğun olduğumdan doğum gününü haftaya kutlamaya karar verdik.

İnsanın evladına karşı duyduğu sevgi bambaşkaymış,hiçbirşeye benzemiyor.Eve döndüğümde gülümsemenle karşılaştığımda her sıkıntımı her şeyi unutuyorum inan,öyle bir sarılışın öpüşün var ki...Seninle birlikte bende büyüyorum,değişiyorum,duygularım düşüncelerim eskisi gibi değil, daha bir duruldum, olgunlaştım,anne oldum .Bana yaşattığın tüm bu güzellikler için sonsuz teşekkürler,nice yaşlara...

29 Ağustos 2009 Cumartesi

Mimmmm



Döneli epey oldu,teknolojiden uzak kalmak iyi gelmiş olacak bir türlü oturamadım bilgisayarın başına.Blogumu açar açmazda sevgili Sibel'in (http://hayatiminmasali.blogspot.com) ödülünü almış bulundum. O kadar çok şey birikti ki, nerden başlıyım yazmaya diye düşünüyordum açıkçası.Bu ödül en azından ortaya karışık bir post çıkmasını engellemiş oldu.İşte benimle ilgili 7 ilginç şey,

1.İlk aklıma gelen,iki ayrı işi aynı anda yapamamam.Örneğin televizyon seyrederken gazete okuyorsam eğer,televizyon ya boşuna çalışıyordur ya da okuduğum şeyden hiçbirşey anlamıyorumdur.Çok komik olucak ama bilgisayar başına oturduğumda kahve içersem eğer,o kahveden de birşey anlamam mesela.Ben iki işi aynı anda yapamazken,bir sürü işi aynı anda yapabilen insanları her zaman kıskanmışımdır.

2. Hamileliğimle birlikte damak tadım çok değişti.Birçok arkadaşımda aynı şeyleri yaşadığını söylüyor ama bana çok ilginç geliyor.Örneğin kahvaltıda reçel,pekmez,bal ne bileyim çokokrem ağzıma sürmezdim,aklıma bile gelmezdi.Hamilelikle birlikte dolabım tatlıdan geçilmiyor helvanın tadını bilmezdim,şimdi yok fıstıklı,aman yaz helvesı nasıl oluyormuş bakalım diye diye 60kg ı devirdik iyi mi!Hamileykende 80 kg dan sonra tartıya çıkmadığımı hatırlıyorum, bilmem anlatabildim mi?

3.Bende sivilceli bir ergenlik geçirme durumundan kaynaklanan siyah nokta temizleme hastalığı vardır.Birinin yüzüne baktığımda anında bütün siyah noktalarını görürüm.Hatta kuzenlerimin ve yakın arkadaşlarımın ne olur bak şurda kocaman olmuş bi siyah nokta var otur da bir sıkayım diye peşlerinde dolaştığım çok 0lmuştur:))Sıktıktan sonra da muhakkak gösteririm,bak gördün mü diye,ıykkk iğrenççç diyenlerinizi duyar gibiyim.

4.Bu özelliğim taaa bebekliğimden,açlığa tahammül edemem.Annem gece biberonu yetiştirene kadar bütün mahalleyi ayağa kaldırdığımı söyler,komşularda bu dediklerini doğrular ve aynı zamanda çok kötü bir sesim olduğunu da eklerler:))) Koca kadın oldum hala değişmedim,aç olduğumda inanılmaz sinirli olurum,bu yüzden öğünlerimi atlamam,kahvaltı yapmadan sokağa adım atmam isterse saat sabahın altısı olsun.Eşim öğle yemeği dişine göre değilse yemez mesela,akşama kadar aç durur,bu özelliğiyle beni hayrete düşürür.

5.Bavul hazırlamak çoğu insan için stresli bir durumken,ben bavul hazırlamaya bayılırım yeter ki gezmek olsun:))Bu işi de gayet iyi yaparım,hiçbir eşyamı unutmam,önce gideceğimiz yere göre kafamda bir ihtiyaç listesi hazırlarım.Bavula yerleştireceğim herşeyi önce yatağın üzerinde hazır eder,sonra da güzelce bavula sığdırırım.

6.Anı koleksiyoncusuyumdur,çocukluğumdan kalma hatıra defterlerim,karnelerim (ilkokul 1.sınıftan itibaren hemde),arkadaşlarımın doğum günlerimde aldığı hediyeler,18.yaş günümün pasta süsleri,çocukken oynadığım birkaç bebek,üniversite yıllarından İstanbul Üniversitesi logolu yemek fişi,ne bileyim sınıf listesi,Londra metrosu haritası,Londra da gittiğim opera ve bale biletlerinden bazıları liste uzar gider...Durum vahim anlıyacağınız.

7.Belki yukarıda ki özelliğimle bağlantılı biraz,fotoğraf çekmeye çok meraklıyımdır.Bu da çok eskiye dayanır,o yüzden evde heryerden fotoğraf çıkar resmen.Arkadaşlarım bende ki fotoğraflarını gördüklerinde şaşırırlar.Bir de fotoğrafa meraklı olunca model model fotoğraf makinasına da sahip oluyorsunuz,fotoğraf çekmeyi öğrendiğim Zenith'im içlerinde göz bebeğimdir.

Başlangıçta zorlansamda yazdıkça yazasım geldi.Ödülü yedi kişiye göndermemiz isteniyor,ama ben bunu yapmak istemiyorum,bayadır uzaklardaydık şimdi kalk utanmadan mimle milleti:))İsteyen varsa buyrun yazsın anacım.Tatil anılarımız yakında karşınızda...

22 Haziran 2009 Pazartesi

Okul Yolu Düz Gider!!!


Duyduk duymadık demeyin Batıhan okula başladı.Karneleri verdikten sonra son işlemleri halledebilmek için iki hafta daha okula gidiyoruz.Babam da dayanamayıp annemi çağırınca karne günü annemi Gelibolu'ya gönderdik.Annemin akşam dokuz olmadan niye koltukta uyuyakaldığını çok daha iyi anlıyorum şimdi,ilk iki gün aynı şekilde bende pestilim çıkmış vaziyette koltukta uyuyakalmışım.Batıhan halinden çok memnun,tempoya alıştı ya sabah uyanınca hemen kapıya yöneliyor atta atta diye kapıya çağırıyor,oğlum daha kahvaltı etmedik okulda kimse yok hadi gel diye diye zar zor hazırlanıp okula yollanıyoruz birlikte.Okulda kreş gibi oldu zaten allahtan anlayışlı bir müdürümüz var,iyi ki işlerimi de bu haftaya bırakmamışım Batıhan'ın peşinde koşturmaktan başka birşey yapamıyorum.Günler çok hızlı ve yoğun geçiyor herşey Batıhan'a göre planlanıyor babasının dediği gibi küçük bir prens gibi ilgileniyoruz:)) Kahvaltı saati,okulda atıştıracağı şeyler,öğle uykusu,havuz saati,yemekten sonra babasıyla aaattaa saati,herşey bu düzende istiyor biz bazen unutmaya çalışsak da hatırlatıyor:))

Evet fotoğraflara gelelim,ilk fotoğraf Ecenur ablası ve Batıhan balkonda havuz sefasında,toplantımız olduğu gün hemen çağırdık Aynur teyzesi ve Ecenur atlayıp geldiler.Ecenur üstünde benim bikinilerimle:)))
Nuray teyzesi oğluma ciciler almış Londralardan,denize giricek oğlum bu yaz şortuyla.Bu aralar deli dana modunda olduğundan fotoğraflarda sürekli hareket halinde,en iyisi buydu.Çok yakıştı cicileri teyzesi,teşekkür ederiz.
Oğluşumla okula gitmeye hazırız,üzerindeki ciciler yine Nuray teyzesinden:))



Veeee Batıhan okulda,dediğim gibi bu aralar hiç durmuyor sürekli hareket halinde tabii bende peşinde,kilo veririm diye umutlanıyorum bugünlerde.Tatilimizin başlamasına da az kaldı,1 Temmuzda yolcuyuz,önce Manisa oradan Gelibolu,belki günübirlik başka yerlerede geçeriz.Şu an tam net bir planımız yok,sadece dinlenmek istiyorum bu yaz:))Batıhan'la ne kadar dinlenebilirsem artık!!!

14 Haziran 2009 Pazar

Salyangoz Toplayıcısı

Fazla söze gerek yok,dünyanın en tatlı salyangoz toplayıcısı karşınızda:)))



İtinayla duvardan alınıp bahçeye atılır,daha önceleri minik olanlar iki küçük parmağın arasında çıt sesi gelene kadar ezilirdi.Şimdi sadece duvardan alıp bahçeye atıyor.


5 Haziran 2009 Cuma

AŞK


Senenin bu döneminde garip bir şekilde sıkıntılı olurum hep,bir bıkkınlık, iç karartıcı bir hüzün hali,hiçbir şey yapmak istememek ya da çok şey yapmayı istemek arasında sıkışıp kalmak,anlatabildim mi ruh halimi acaba? Geçen gün başladım kitabı okumaya,yazara karşı önyargılı olduğumdan daha önce hiçbir kitabını okumadım.Adı Aşk diye midir nedir bu kez elim gitti.Ne yalan söyliyeyim,daha yarısına gelmedim ama aklım kitapta, bir çırpıda okumak istiyorum.Uzun zamandır beni saran bir roman okumamıştım özlemişim bu şekilde kitap okumayı,bazı yerlerde anlatımını basit bulsam da kitap içinde bir kitap olması ayrı bir çekim gücü oldu benim için.Tebrikler Elif Şafak…

19 Mayıs 2009 Salı

Bizden Haberler

**Batıhan Mina'nın araba koltuğunda kahkahalar atarken aniden yorgunluktan uyuya kaldığında
Annemi Gelibolu'ya gönderdik.Evine gidip biraz bahçeyle uğraşmak istedi,yazın bahçeden ne yiyeceğiz diye fideler aldı ve Gelibolu’ya bahçe ekmeye gitti.Bu arada Batıhan’ a büyük anneannesi,teyzem ve Cansu bakıyor.Dün onları misafir olarak düşündü galiba,sabah uyandığında tekrar görünce hala bizdeler diye bir şaşkınlık yaşadı yavrum.
-Anneanne nereye gitti Batıhan?
-Annn,annn (arabaya binmiş gitmiş yani)
Çalışıyor olmanın bu tür zorlukları var ,çalışan annelerin aileden birilerine yakın oturması büyük avantaj oluyor böyle durumlarda.Gerçi biz şehirden uzaklaştık ama bizi kırmadılar geldiler,yoksa yanımda okula getirecektim ne yapayım ya da annemle gidecekti.
Haftaya Salı ve Çarşamba günü 19 Mayıs dolayısıyla iki gün tatilimiz var, şehre inmek istiyorum artık oğluşumla gezelim şöyle,arkadaşlarımı ziyaret etmek istiyorum,alışveriş yapmak istiyorum ,anlaşılan iki gün yetmiyecek bizeJ
Dün öğlen uykusunu tam uyuyamamış,öğleden sonra sahile yürüyüşe gittik.Batıhan arabada uyuya kaldı,evde de uyumaya devam etti.Uyandığında mızmızlanmalar,ağlamalar hiç böyle yapmazdı,yemek yedirdikten sonra ağrı kesici içirdim.Keyfi yerine geldi bir süre sonra,oğlum bir yerin mi ağrıyor dediğimde başını tutmaz mı? Başı ağrımış oğluşumun , belki düzensiz uyumasından belki de güneş çarpmasından,ama ilk defa bu soruya yanıt verdi,öylesine sormuştum oysa ki,demek ki büyümüş benim kuzum ağrıyan yerini gösterecek artık, yaşasınnnn
Bilgisayarıma format attırmam gerek sanırım çünkü kafayı yemek üzere, takip ettiğim bloglara bile iki saatte bakabiliyorum,inanılmaz yavaşladı,burada anlayan birini (çok zor olucak eminim,küçük yerin dezavantajı) bulsak iyi olur.
Hayat böyle akıp gidiyor,Batıhan’la ilgili enstanteneler:
Babasına çok düşkün bu aralar,geleme saati yaklaştığı zaman baba,baba sayıklayıp duruyormuş,dört gözle gelmesini bekliyor.Bana gelince beni pek iplediği yok,sabah babasını bir yolcu edişi var,öpücükler el sallamalar,kapılarda uğurluyor.Bana gelince kıçını dönüp bakmıyor bile,gidip ben öpüyorum o zaman bile öpmüyorL
Koltukların üzerine çıkmasına alışmıştık,şimdi bunu genellemeye başladı.Sandalyelere çıkmaya çalışıyor,kirli çamaşır sepetinin üzerine çıkmışken yakaladım geçen gün,hem de düşmek üzereyken.Sürekli peşindeyiz,özellikle balkon ve pencere olayı beni endişelendirmeye başladı.
Evimize gelen misafirleri daha çabuk kabullenmeye başladı.Hatta bazılarına kendisini öyle bir sevdirmeye çalışıyor ki görmeniz lazım.
Bebek arabasının keyfine vardı.Artık dağ tepe demeden gezebiliyoruz,çok uzun süre oturabiliyor tabii durmamak şartıyla,durduğumuz an inmek istiyor.

Artık arabaları haricinde hemen hemen hiçbir oyuncağıyla oynamaz oldu.Yatmaya giderken yanına iki tane arabasını alıyor.İkisine de sıkı sıkı sarılıyor,sanki peluş oyuncaklara sarılırcasına,tam uykuya dalmadan mümkün değil alamıyorum elinden,çok sevimli bu hali,rallici mi olucak bu çocuk nedir?
Bu arada topla alakası olmasa da futbol takımını şimdilik seçti.Batıhan aslan mısın yoksa kartal mı? Cevap: Tarrtall
Çocuklarla bir araya geldiğinde onları acayip incelemeye başladı.Bazı hareketlerini de taklit ediyor ve unutmuyor.Geçen gün Minayla buluştular.Annecim Mina nasıl gülüyor dediğimde hemen taklit ediyor.Orada da yürüyüşünü taklit ediyordu Mina'nın,parmak ucunda yürüdü bir süre.

Çocuklar sıcaktan pancar gibi kızarmışlar,arka fonda da annem ve Cansu.

Her zamanki gibi Batıhan'ın krizi tuttu arkadaşlar,yazımı kontrol bile edemeyeceğim hemen yolluyorum.

29 Nisan 2009 Çarşamba

THREE DECADE!




Onluk olarak hesaplarsak 3 on yılı geride bırakmışım.Yaş itibarıyle hep yakın arkadaşlarımın arasında küçük kalmış olmamın verdiği bir huzur ve gururum vardır.Bunda ilkokula kuzenim,kankam Aynur gidiyor ben niye gidemiyorum diye tuttuırmamın büyük bir etkisi var.Hayata erken başladım yaşıtlarıma göre,16 yaşımda üniversite 1.sınıftaydım düşünsenize,zor yanları olmadı değil ama geriye doğru baktığımda iyi ki de böyle olmuş.
Hatırlıyorumda 18 yaşımı öyle bir beklemiştim ki hiç gelmiyecek gibi geliyordu.Üniversitedesin arkadaşların kimliği gösterip giriyor istediği yere,sen kapıda.Arkadaşlar ben giremiyorum hadi başka şeyler yapalım öflemelerrr.18 yaş günümü Caravan diye bir barda kutlamıştık,Beyoğlu Çiçek Pasajının yanında balık pazarının içindeydi.Gündüz gidip doğum günü kutlamak istediğimizi söyleyip etrafa bir bakındığımızda bir şey anlamamışız,Caravan gece rock bar olmaktan çıktı.Allahım etrafımızda acayip tipler,konuştuğumuzu duymuyoruz,metal şarkılar.Banu,Çağlar ve ben bulmuşuz ya barı,bizi bir gülme krizi tuttu.Daha dün gibi ama onun üzerinden bile dile kolay 12 yıl geçmiş,hey gidi günler.
Bizim ailede kardeşimin ve benim doğum günüm muhakkak kutlanır.Annem çok meraklıdır böyle şeylere,hele de ilkokul yıllarında arkadaşlarımız davet edilir,pastayı kendi elleriyle hazırlar,yanına kurabiyeler,poğaçalar yapar.Biz rahat edelim arkadaşlarımızla diye de hazırlıklar bitince hemen bir komşuya giderdi,canım benim.Liseden sonra ben evden ayrılınca hep arkadaşlarımla kutlamaya devam ettim,alışkanlık olmuş naparsın.Bugün annem,babam,sevgili kocacım ve bir tanecik oğluşumla 30’lu yıllarıma giriyorum,uzun zamandır pasta üzerinde mumlar temsili olarak yer alıyor zaten o yüzden 3 tane mum yeter.
Tuhaf duygular içindeyim bugün,nasıl anlatsam 18 yaşıma girdiğim gün gibi mutlu değilim ama mutsuz da değilim,bu dünyada 30 yıldır varım sadece bunu düşünüyorum bugün sanki hiç gelmiyecek bir gündü ve birdenbire geldi.Anlaşılan bu yıl kendimi sorgulamakla geçiricem ,neydim, ne oldum, ne ürettim ve yaşam adına ne koydum ortaya…
Bu da geçici bir durum 30 lu yaşlara da alışıcaz,su akar yolunu bulur . Doğum Günüm Kutlu Olsun,hey yılım bir öncekinden iyi olsun,ailemle dostlarımla güzel,sağlıklı,mutlu günler benimle olsun,daha ne olsunnnn.

7 Nisan 2009 Salı

TAŞINIYORUZ!

Taşınmak çok sıkıntılı bir süreç,o yüzden biraz gerginim şu sıralar.Kafamda planlar yapıp duruyorum,şu gün şu yapılacak, aman bunu unutmayayım,yok perde ölçüleri ,temizlik, çok işim var çokkkk.Aynı zamanda çalışıyor olmak da başka bir dert,koşturmaca arasında oğlumu ihmal etmek istemiyorum,bazı konularda kaygılarım var.
23 Nisan ertesi tatil olduğu için o gün taşınmayı uygun bulduk,nakliye firmaları araştırıyorum bu yakınlarda.Aslında birkaç nakliye firmasıyla görüştüm,500-600 TL istiyor çoğu,sadece bir yer uygun bir fiyat verdi. İstanbul’dan buraya 600 liraya geldik,yan apartmana taşınmaya aynı parayı istiyorlar, inanılır gibi değil!Sonuçta arabaya yerleştirme indirme yok, arada yol yok,sadece 2.kattan 3.kata taşınacağız,ha birde arabaya sığdırma derdi olmayacağı için vestiyer,konsol gibi eşyaların sökülüp monte edilmesine gerek de yok.Çok fazla eşyanız yok,kendiniz taşının diyenlerde var.Çalıştığımız için bu şıkkı hiç düşünmüyoruz,zaten toparlama,yerleştirme işlemleriyle yeterince yorulacağız.Amcama da iyi bir kiracı buluruz inşallah,bir taraftan da onun sıkıntısı var.(Buraya atama istediğimizde kiracımız çıkmadığı için,şans eseri amcamın kiracısı çıktığından şu zaman kadar orada oturuyorduk,onların da zor durumda kalmasını istemiyorum hiç).
Neyse gelelim Batıhan’ la ilgili kaygılarıma,allaha şükür sağlığı yerinde,fiziksel gelişimi,kilosu boyu normal,azı dişleri çıktığından beri çoğu şeyi yemeye de başladı.Buraya kadar süper,ama dil gelişimi yaşıtlarının çok gerisinde.Batıhan’ın en büyük özelliği tam olarak bir şeyi yapabileceğine inanmadan o şeyi yapmıyor.Şöyle anlatayım örneğin emeklemesi,5.6. aylarındaydı yüzüstü durmaktan nefret ederdi.Mümkün değil emeklemiycek diye düşünmeye başlamıştım,günde belli aralıklarla yüzüstü yatırmayı oyun şeklinde yapmaya çalışıyordum nafile,hiç hoşlanmıyordu bağırıp inlemeler.6.ayının sonlarına doğru artık kendisini çevirmeye başladı,ben yüzüstü yere koyuyorum anında sırt üstü dönüyor,5 dakika bile durmak istemiyor.Bu şekilde mayıs ayına kadar devam etti,tam da anneler günüydü emeklediğinde hem de öyle böyle değil ileriye doğru emekliyor,sanki aylardır emekliyor.Hayatımda aldığım en güzel hediyeydi,tabii sonrası malum,Batıhan’ı tutmak ne mümkünJYürüme hikayemizde hemen hemen aynı,emeklemeye başladıktan kısa bir süre sonra tutunarak kalkmaya başlamıştı.Poposunu öyle koruyordu ki,oturmaya çalışmasını izlemek tam bir komediydi,yoğun çalışmalar ayakla mesafeyi ölçmeler,yavaşça popoyu yere doğru indirme,ve hopppp oturması.Popo üstü can atıcı şekilde oturduğuna hiiiçç rastlamadım,çok koruyordu kendisini.Bizse çok rahat tutunup kalkabiliyor,artık rahatça oturabiliyor demek ki yakında yürüyecek diye düşünürken, Batıhan 3-4 ay sonra 12.ayında birden yürümeye başladı.Bu dediğim şeylerin başarılması kolay değil bunun farkındayım,ama bizi şaşırtan bebeklerin bazı şeyleri yapabilmeleri için hazırlık yapmaları gerekir değil mi?Örneğin emeklemek için uğraşır,poposunu geri geri ittirir önce ya da destek alarak kendini öne doğru ittirir vb. Batıhan bu tip hazırlıklarını doğru dürüst görmedik,o yüzden şok olmuştuk emeklediğini gördüğümüzde.Sanırım konuşması da aynı şekilde olacak,şu an bize çaktırmadan her şeyi kaydetmekle meşgul.İlk söylediğimiz kelime “Daaat” yani saatti.8.ayında söylemişti,sonra “Ağaçççç” gelmişti,yaz tatilinde Manisa’da öğrenmişti.Tabi “Anne,baba,dede,anneanne,nene” bunlarda var.Şu sıralar çok değişti,söylediği kelimeleri bile söylememeye başladı.Sanırım tam olarak söyleyemediği gibi endişeleri var,utanıyor bizden,daha doğrusu ben başka bir açıklama bulamıyorum.Bulunduğu ay itibarıyla iki kelimeli hatta dört kelimeli cümle kurabiliyor olması,kelime dağarcığının da 50 sözcük falan olması lazım.Ben panik bir anne olmadım hiçbir zaman aman şu ayında şunu yapması lazım,aman yemiyor napıcam ben diye,yapabileceğimi yapıp gerisini ona bıraktım.Ben çeşit çeşit pişirdim,denedim yemiyorsa zorla yedirmedim.Ama dil gelişiminde beni kaygılandıran söylediği kelimeleri kullanmamaya başlaması oldu.Kelime dağarcığımız şöyle;
Anne,Baba,Dede,Anneanne,Ay Dede,Annnn(araba),Tayy(Çay su için kullanıyor),Tanta(Çanta zaman zaman söylemiyor),Mama(tüm yiyecekler için),Mee(koyun),Memi(anlamışsınızdır ne olduğunu) birde fiil olarak Aç.
Mesela atta,sonra saat,ağaç,bamba(lamba) şu an aklıma gelmeyen daha birçok kelimeyi artık kullanmıyor.Pedagoji eğitimi aldım,problemli çocuklarla çalıştım uzun bir süre,hatta hala içimdedir özel eğitim,belki bir gün geri dönebilirim.Hatta çocuklara konuşma eğitimi bile verdiğim oldu zaman zaman,Londra’da çalıştığım otistik çocuktan aldığım çok güzel materyallerim var.Ama bir anne çocuğuyla terapist gibi çalışmamalı,bunu yapmak istemiyorum.Diğer gelişim basamaklarında olduğu gibi yapmaya karar verdim,elimden geleni yapıcam sadece bir anne olarak,şarkılar tekerlemeler söyleyeceğim ona (çok hoşuna gidiyor),resimli kitap sayımızı artıracağız,parmak oyunları oynayacağız bol bol, en önemlisi kafama takmayacağım ve biliyorum ki Batıhan birden konuşmaya başlıyacak ve ben bu sefer ne zaman susucak diye beklemeye başlıyacağım…

29 Mart 2009 Pazar

Seçimzede

Bundan sonra and içtim,bir daha mı seçim görevi! Aman allahım tövbe,isterlerse hapse atsınlar.Ulan sabah 6-gece 10:30 eve gelmem 11'i buldu.Allahım ne karışıklık,oy kullandırmak bir dert,hele sayım döküm işlemlerini düşmanıma vermesinler, o kadar berbat .Resmen dağılmış durumdayım,gerçi sonuçlar acılarıma değer galiba.Bu arada bizim sandıkta chp öndeydi,en güzel seçim görevimdi bu açıdan bakıldığında,gerçi chp değil mhp,dsp,bbp kim olursa mutlu olacaktım.Yeter ki akp almasın,çok kızgınım,küskünüm bu partiye karşı,bir ders almalarını çok istiyordum.Geliboluda da chp almış,kurtuldu caaanım gelibolum çöpleri toplatmayan bir belediye başkanından yuppiiiii.Allahım sen büyüksün İstanbulda Kemal Kılıçdaroğlu alsın ne olur,o zaman değmeyin keyfime:)))
Bu arada yaşlı başlı halleriyle oy kullanmaya gelen tüm teyze ve amcalarımın önünde saygıyla eğiliyorum,ellerinden öpüyorum.Bizim sandıkta gençleri mumla aradık valla,sabahın köründe kalkmışlar oy kullanmaya gelmişler,gerçi bizi biraz sıkıştırdılar hadi hadi kullanalım oyumuzu artık diye ama olsun,hepsi geçti gitti.
Türkiyem uyanmaya başlamış,oğlumu bütün gün göremedim ama bu sonuçlara değer...

28 Mart 2009 Cumartesi

UYANNNN TÜRKİYE

Bloglara şöyle bir göz gezdirdimde hiç kimse yarın ki seçimlerle ilgili birşey yazmamış! Acaba bir ümitsizlik hali mi var,bize millet olarak neler oluyor anlamış değilim.Ben yarın görevliyim,her seçimde bir insan görev çıkar mı? Ben öyle şanslıyım ki:)) buraya bu sene geldim burda da beni buldular,hiç şaşırmadım.Neyse ki sandık başkanı değilim,bu sefer memurum yani işim biraz daha kolay.22 Temmuz seçimlerinde de görev çıkmıştı,8.ayındaydım hamileliğimin düşünebiliyor musunuz her an doğurabilecek bir sandık başkanı:))) O zaman iptal ettirmiştim,ama burada yerime birisini bulamadığım için yarın sabahın köründe sandık başında olmam lazım.
Umarım herkes oyunu kullanmaya gider yarın ve akıllıca bir oy kullanır, gerçi demokrasiye olan inancını gittikçe yitirmekte olan ben en azından oğlumun yarınları için umut etmek istiyorum.Ne olur Uyan Türkiye...

15 Mart 2009 Pazar

Batıhan Can'la buluştu

Batıhan uzun bir aradan sonra Can abisiyle buluştu.İlk tanışmalarında daha bebektiler,bugün iki küçük çocuk gibi oyun bile oynadılar.Arkadaşım Nilay taaa liseden,şimdi anne olmuşuz da çocuklarımızın peşinden koşturuyoruz ne tuhaf.Aslında çok yakın oturuyoruz ama iş güç koşturmaca derken daha yeni bir araya geldik,ne kadar kötü ayıp bize,sonra bir görüşünce doyamıyorsun ,Batıhan zaten bayıldı abisine.Can da çok tatlı oluyor gün geçtikçe bir de konuşmaya başlamış kereta,acayip sevimli bir çocuk.(Maşallah)Batıhan gördüğünüz üzere çok keyifli birgün geçirdi,bizde öyle havalar biraz ısınsın bizde gideriz,unutmasın çocuklarımız birbirini.Arayı uzatmayın,yine bekleriz...
Posted by Picasa

7 Mart 2009 Cumartesi

Emziğe Veda



Hastaneden eve geldiğimiz gün daha çok teyzemin ısrarlarıyla alıştın emziğe,doğar doğmaz annenin memesine yapıştığın gibi.Beni emmeyi 9.ayında bıraktın,ne kadar çabalasamda emmedin,bense 2-3 yaşına kadar emersin diye düşünüyordum.Ama emziğe giderek daha çok bağlandın,geçen gün yeni gittiğimiz doktor ısrarla emziği bırakmamızı söyledi.Bense zor olacağını düşünüp geçiştirip duruyordum.Yine şaşırttın bizi,bugün emziği bırakalı ikinci günün,belki de burnun tıkalı diye pek üzerinde durmadın.Çok hastasın ama gün içerisinde birkaç kez aklına geldi emziğin,senin deyişinle memmmeene veda ettik gibi görünüyor.Canım oğlum çabuk iyileş.

23 Şubat 2009 Pazartesi

Seçemedim!







Oğlum geçen gün öyle pozlar verdi ki bana hangisini koyacağımı seçemedim bir türlü.Anlaşılan hepsini koymaya pek fırsatımda olmayacak gibi,ne zaman bloğumla uğraşsam benim yanımda bitiyor,başladı annne annee demeye.Kıyamadım açtım kapıyı,çok mutlu ayyyy diyip duruyor yanımda,kapıyı da kapattı başbaşayız artık.
İçeri dışarı derken 1 saat sonra tekrar oturdum bilgisayar başına,allahım yine inlemeye başladı kapının önünde.
Kısaca bizden haberler;
Batıhan ilk azısını çıkardı.Üstten de bir tane yolda,hepsini birden çıkaracak galiba bizimki.
Bu arada yeni yeni huylarımız var,kızınca üst üste çığlık atmak gibi, azı dişlerini çıkartmasına bağlıyoruz.Umarım öyledir,yoksa hiç çekilecek gibi değil.
Bu arada annem oyalamaya çalışıyor ama maalesaef başarılı değil,bizimki gene başardı içerde şu anada,hey allahım.Anasına çekmiş inatçı velet:)))
Geçen haftasonu yorgan döşek yattım,feci grip oldum,bir gece uyuyamadım ağrılarımdan.Bugün daha iyiyim ama tam atlatmış sayılmam.Batıhan evdeki grip salgınından başarıyla çıktı şimdilik,gerçi ara ara hafif ateşlenip burnu tıkanıyor ama o kadarla geçiştiriyor.Umarım hep böyle dayanıklı olur.
Son ve en güzel haber, Batıhan birçok şey yemeye başladı.Makarna yedi ilk kez geçen gün,blendırı kullanmıyoruz artıkın.Çoğu yemeği ezerek veriyoruz,bazılarını hala reddetsede çoğunu yemeye başladı.Havalara uçuyorum,inşallah böyle devam eder.
Kudurdu oğlum bütün bildiği kelimeleri saymaya başladı,bizden bu kadar kaçıyorummmm

15 Şubat 2009 Pazar

Alo Kanka

Geçen perşembe Bakırköy'de bir seminerdeydim.Çok çağırırlar bizi seminerlere,çok gıcık olurum.İşi gücü bırak hadi düş yollara,neyse bu sefer çok hevesliydim,merkezden uzaklaşınca seminer yüzü göremedik.Özlemişim beee,ohhh dedim.Üniversiteden arkadaşımı gördüm ayrıca,ayak üstü gülüştük iyi geldi valla.Çıkışta da Bakırköyü turladım hızlıca,Batıhan'a oyuncak aldım,kalabalık beni o kadar yormuş ki ,eve bitkin bir vaziyette döndüm o akşam.
Neyse gegelim seminer konumuza burda paylaşmak istedim çünkü hepimizi ilgilendiren bir konu:ÇOCUK POLİSİ
Çocuk Polisi çağırmıştı bizi yaptıklarını anlatmak ve yeni projelerinden bahsetmek için.Çok yol almışlar,2003 te başladım ben göreve o yıllarda Vatan Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubede çalışan bir beyin sunumunu dinlemiştim.Durum içler acısıydı,çocukla ilgili hiçbir eğitim almamış insanlar görev yapıyordu şubede.Çok yoğundular sadece bir psikolog vardı çocuklarla görüşen,koskoca İstanbul düşünebiliyor musunuz sadece 1 kişi.Dediğim gibi çok yol almışlar özellikle Ö.Temür hanım bu konuyla çok ilgili,bizzat yapılan projelerin içinde kendisi.Buradan tebrik ediyorum kendisiniiaynı zamanda Psikolojik Danışman kendisi,aynı bölümü bitirdiğimizi için ayrıyetten gurur duydum kendisiyle.
Çocuk Polisi sayısı artıyor gün geçtikçe,özel testelerden geçirip,mülakatla göreve alıyorlar.Aynı zamanda üniversitelerin Çocuk Gelişimi,Psikoloji,Rehberlik ve Psikolojik danışmanlık bölümlerinden mezun olma gibi şartlar arıyorlar.O kadar doğru birşey ki,insan güzel şeyler yapıldığını görünce çok mutlu oluyor.Çocukları ürkütmemek amacıyla sivil çalışıyorlar,güleryüzlüler,çocukları sevdikleri her hallerinden belli.Başlığımda belirttiğim Alo Kanka ise yeni projeleri,okullara posterleri geldi.Belki içinizde görenler vardır.Çocuklar suç mağduru olduklarında, yada her hangi bir suça karıştıklarında direkt olarak çocuk polisiyle irtibat kurmaları için bir sms hattı Alo Kanka 1550 ye mesaj atıyorlar.Yakında televizyonda da reklamları olacağını söylediler,bir de internet adresi var http://www.kanka.com.tr/
Çocuklarınıza muhakkak öğretin,neyle karşılaşacağımız hiç belli değil.Özellikle orada anlatılan bir olayı paylaşmak istedim burda.Bir çocuk ilkokula gidiyor yaklaşık 1 sene boyunca komşusu tarafında cinsel istismara uğruyor.Anne okul kantininde çalışıyor,çocuk bir şekilde yardım istiyor örneğin annesine tecavüz ne demek diye soruyor birgün,okula yalnız gitmek istemiyor,evde yalnız kalmak istemiyor gibi yardım çığlıkları.Anne anladığında çok geç oluyor tabii,düşünsenize 1 yıl .Çocuklar genelde tehdit ediliyorlar ve böyle durumlar kolay paylaşılabilecek durumlar değil,ben bu hattın çok işe yarayacağını düşünüyorum.
Çocuk Polisi cinsel istismar suçlarında çok hassas davranıyor,istismara uğrayan çocuk bir psikolog ve avukat eşliğinde kamera karşısında ifade veriyor.Tekrar tekrar aynı olayı anlatmamak için,savcı cd den izliyor,hatta mahkemede dahi anlatmak zorunda kalmıyor.Allahım kimsenin başına vermesin,çok zor bir durum,seminerde bir ara kendimi zor tuttum ağlamamak için.Polisler nelerle karşılaşıyorlar bir bilseniz.
Çocuklar üzülmesin,ağlamasın,böyle iğrençliklerle hiç tanışmasınlar...
Ama karşılaştıklarında da neler yapabileceklerini bilsinler,işte bu aşamada bizim devreye girmemiz lazım.Sadece kendi çocuğumuz için değil sokakta çalıştırılan çocuklar,fiziksel istismara uğramış,kaçırılmış, evden kaçmış yada terkedilmiş bir bebek bulabiliriz kapımızda.İlk arayacağımız Çocuk Polisi olmalı
Üsküdar Çocuk Şubesi
Selami Ali Mah.Gazi Cad.No:119 Bağlarbaşı/Üsküdar
Tel:0216 492 71 85
Çocuk Şube Cep Tel:0505 787 74 13

8 Şubat 2009 Pazar

Ecenur Ablası Bizdeydi...

Geçen Cuma Ecenur bize kahvaltıya geldi annesiyle.Annesi benim hem kuzinim,hem süt kardeşim olur.Birlikte büyüdük biz, aramızda 4 ay var Aynur'la,ilkokul 3.sınıfa kadar da aynı snıftaytık.Sonra onlar taşındılar,aile apartmanında oturuyorduk hep birlikte,halam,amcam,babaannem ve biz çocukluğum çok güzeldi.Çok eğlenirdik, öyle bir ortamda büyüdüğüm için hep çok şanslı olduğumu düşünürüm.Kuzenlerimle aramızda çok yaş farkı da yok,hepimiz arkadaş gibiydik,hala da öyle. Ecenur Arzum Onan'a ne kadar çok benziyor değil mi? A.Onan'ın kızı olsa bu kadar benzemez bence:)))Hem çok akıllı hemde güzeldir yeğenim,bu sene 1.sınıfa başladı.Birlikte kahvaltı yaptıktan sonra dışarıya attık kendimizi,Batıhan'ı ancak öyle susturabildim.Eve gelen çocukları kıskanıyor mu ne allahım deli etti beni,bir yabani yapıştı eteğime,ne oyun oynuyor,mızıldayıp durdu.En sonunda hava güzel dışarı çıkalım bari dedik.




Aynur'la Ecenur....



Batıhan çocukların arabalarına saldırdı resmen,çareyi evden arabasını getirmekle bulduk.Kendi arabasıyla hala ilgilenmese de arabaları değiş tokuş yaptık böylece.Çocuk milleti gözleri aç nolcek:)))


Bugün 8 Şubat Pazar,sabah uyandığımızda gece kesilen elektrikler hala gelmemişti.Luli karşısında sabah keyfi yapan Batıhan,televizyonu açamadığımız için yapmadığını bırakmadı yine,bir gürültü bir kıyamet,pazar pazar komşularımızı rahatsız etmeyelim diyerek,attım Batıhan'ı arabasına üzerine de yağmurluğunu çektim.Birlikte yağan yağmurun altında yürüyüş yapmış olduk oğlumla,hemen sakinleşiverdi bizimki,ikimize de iyi geldi.İnsanların tuhaf bakışlarıyla karşılaşmadık değil,amannn kimin umurunda,dönüşte ekmeğimizi gazetemizi alıp eve döndük.Batıhan inmek bile istemedi arabadan:))) Biraz önce annem geldi,yüklenmiş bir sürü şey,zeytinler turşular:)))Benim kilo vermem olanaksız herhalde,bu kadar iştahlı bir annesi olunca insanın:)))Batıhan'a anneanne gelicek bugün dediğimizde dede dede deyip durdu yavrucak,ikisini birlikte istiyor.Yarın okuldayız,ne çabuk geçti günler,koşturmaca başlıyor yeniden taa yaz tatiline kadar hemde.

PS Batıhan alt ve üstten köpek dişlerini çıkardı,alttan bir azı dişi de çıktı.Ateşlenmedi fakat çok mızmızlandı,oda benim bonusumdu herhalde.

1 Şubat 2009 Pazar

Sobelenmişim

Arkadaşım Rahşan tarafından sobelenmişim ,okuduğunuz kitabın 161.sayfasının 5.cümlesini yazacakmışım.
Kitabı aramaya koyulunca ana birde baktım kocacım kitabı kaptığı gibi Manisaya gitmiş,buradan anlaşılıyor ki kitap elimde bayaa bir sürünmüş olmalı.Valla billa okumayı çok severim ,vakit bulamıyorum zırvaları yazmak saçma yaratılması lazım.Her neyse şimdi ilk sobem bu blog dünyasında cevaplamasam içimde kalıcak,hemen aradım kocacığımı sobe mobe anlamaz o direkt sordum kitabın 161.sayfasını aç 5.cümleyi söyle bana.Canım hiç soru sormadan hemen yaptı dediğimi napsın alıştı artıkın bana.Blogumda yazıcam sobelendim deyince heee dedi,başka birşey de dedi ama neyse o aramızda kalsın:)))))Bugün çenem amma düştü,anneannemle kulakları hafif işitmediğinden fazla sohbet edemediğimizden midir nedir.
Neyse gelelim kitaba İlber ORTAYLI "Tarihimiz ve Biz" işte 5.cümlesi "Ama unutulmasın bunu imparatorluktan kopan hatta o tarihte henüz kopmamış olan Mısır ile birlikte yapmıştır."
Valla sobenin devamında 5 kişiye gönderilmesi gerekiyormuş,ama blog dünyasında fazla arkedeşim olmadığından olanlarında sobelenmiş olduğundan sorryyyy.
P.S Batıhan 3 saati geçiktir uyuyo,galiba gece sandı garibim karnı da aç olduğu halde uyuyor.Anneannem tutturdu sende yat birlikte kalkarsınız diye:))) Neyse bu arada sobemi yanıtlamış oldum,Rahşancım öptüm seni...

29 Ocak 2009 Perşembe

Çok Güzel Hareketler Bunlar!!!


Batıhan Bey büyümekte,sonsuza kadar unutmamak için en sevdiklerim.

1. Yemeğini yedikten sonra önlüğünü çıkarmam için bebekçe sesiyle ısrarlı bir şekilde aşççç aşççç demesine,
2. Lambanın yandığını nerde görürse görsün cııss cıısss demesine...Öyle dikkatli ki bugün dışarda yürürken apartmanların ön kapılarında harekete duyarlı ışıkların yanmasını bile farketti,tabii eve gidene kadar tutturdu cııss cııss diye bir süre kapı önlerinden ayrılamadık.
3.Sabah uyandığında babasını hala uyur gördüğünde bastıra bastıra baaabaaa e ee ee demesine(babası uyuyormuş yani),

4.Ona kızdığım zaman hemen savunmaya geçip elini dudaklarına götürerek buv buv buv yapmasına ölüyorum,hemen kendimi tutamayıp gülmeye başlıyorum.
5.Uyutmak için ayağıma yatırdığımda hemen çoraplarını tutup aşçç aşççç demesine,bu aralar pijamaya taktı onu da çıkartıcakmışım,sanırım yaza donla dolaştırıcaz adamı.

6.Playskooldan aldığımız ilk arabam la çok güzel oynuyor,iyi ki almışım dediğim oyuncaklardan bir tanesi,ilk adımı atmaya hazırlanan bebelere şiddetle tavsiye ederim.Şimdi Batıhan büyüdü tabii üzerine oturuyor bizde arabaya bir ip bağladık,oda oda gezdiriyoruz kuzuyu.Arabaya otururur oturmaz bacaklarını hızlı hızlı arabanın üzerine yerleştirmesine bayılıyorum,
7.Batıhan Ay dede hastası diyebilirim,artık nerede hangi şekilde görürse görsün hemen tanıyor.Hatta işi abartıp güneşe bile ayy dedde demeye başladı.Bastıra bastıra Ayy dedde Ay dedde demesine,

8.Çoğu gece uyku vakti geldiğinde Batıhan hadi uykun geldi gidelim yatalım dediğimde ev halkına bay bay yapıp odanın yolunu tutmasına bayılıyorum,

9.Herhangi birşeyle ilkgilenirken birden annnee annnee deyip gelip bana sarılmasına bitiyorum,bir de bazen muummha diye öpücükde kondurmayı ihmal etmiyor.

10.Akşam hava kararınca gündüzden çok farklı oluyor,sürekli onunla ilgilenelim oynayalım istiyor.Hepimizi sıraya diziyor nerdeyse kim yorulursa devreye bir başkası giriyor,dedesi,babası,ben,anneannesi.İlla kendi odasında oynamak istiyor,odasına gidip birinin gelmesi için inlemesi ise görülmeye değer,
Daha bir sürü var ama en sevdiğim hareketleri bunlar sanırım,tabii bir de sevmediklerimiz var onlar başka bir yazıya kalsın.
Babamızı geçtiğimiz Çarşamba günü gönderdik,uçakla İzmir'e gitti,oradan Manisaya.Uçak bileti fiyatları acayip uygun bu aralar,neredeyse otobüs bileti fiyatına.Batıhan ara ara babasını evde arıyor,baba nereye gitti dediğimde annn aannn diyor.Arabaya binip gitmiş yani.Çocuk ne yapsın anneannesi,dedesi,babası sırayla hepsini yolcu etmeye,arabaya bindirmeye alıştı artık
Büyük anneannemiz bizi yalnız bırakmadı sağolsun,o gün hemen geldi.Batıhan çok çabuk alıştı anneanneme,genelde yabancılık çekmez ama bana göre çok hızlı gerçekleşti niyeyse.Acaba hatırlamaya mı başladı gördüğü insanları,sanki öyle birşey oldu gibi.Bugün anneannemle pazardan aldığım ıspanaklarla bir sürü yemek yaptık söylemesi ayıp,Gül Böreği,köklerinden çorba,yemek artık 10 gün ıspanak yeriz.Anneannem çocuk gibi sevindi caaanım ıspanakları görünce,burda en sevdiğim yer pazar oldu diyebilirim.Bayat sebze ve meyve görmekten bıkmıştım,herşeyin en tazesini bulabilmek çok hoş.



Batıhan'ı hergün dışarı çıkarmaya çalışıyoruz.Havanın durumuna göre süre değişiyor.Dün biraz soğuk olduğu için yarım saat dolaştık site içerisindeki parklarda,bir de caddeye doğru gidip arabaları seyretme keyfimiz var.

23 Ocak 2009 Cuma

15 Tatil ve Batıhan 17.Ayında

Günler su gibi akıp gidiyor,şöyle böyle derken 1.dönemi kapattık bugün okulda.Sömestr tatilimiz bugün başladı,karne verileceği gün hep çok sıkılırım ben,malum bir sınıfım olmadığı, karne veremediğim için okulda bu heyecana ortak olamamak üzer beni nedense.Bugünde öyle bir gün geçirdim okulda,karne heyecanı yaşayan ziyaretçilerim olmadı değil.Bir tanesi sabahtan beri beni bekliyormuş (bugün başka bir okulda işim olunca biraz geç gittim kendi okuluma) hayırdır inşallah dedim dönem sonunda ne sıkıntın var.Teknoloji Tasarım dersinden(bu arada bu ders geçmiş zamanın resim-iş eğitimi dersidir bu asortik isim iki-üç senedir kullanılıyor) zayıf almış,daha doğrusu öğretmen zayıf vermiş.Zayıf olan ders notlarını hep öğretmenler verir değil mi:))) Bende bu tür durumlarda öğretmenlere müdahale etmeyi pek sevmem,daha karneyi görmeden üzülmemesini söyledim.Çünkü okulda baya bir not düzenlemesi yapılır son haftalarda,genelde yükseltilir,özellikle de takdir teşekkür alacak öğrenciler için.Sınıf öğretmeni son anda olaya müdahale etmiş,not biraz daha yükseltilmiş baktım çıkışta elinde teşekkür belgesi annesine beni gösteriyor.Ne yapalım düşük notlar vererek çocukları okula küstürmemek lazım,bol keseden notlar vermek de çok doğru değil tabi,işte öğretmenlik hakketen zor bir meslek dengeleri her zaman iyi kurman lazım.Bu arada 1.sınıflar ve Ana Sınıfı öğrenci ve velilerini izlemeyi çok severim,aman allahım hepsinde bir heyecan görülmeye değer gerçekten.Batıhan geldi hep gözümün önüne,canım benim büyüyecek okula gidecek,karne alıcak inanılır gibi değil.


Gelelim tatil planlarımıza,16 yaşımdan bu yana ilk defa heralde bu tatilde evde olacağım,son anda kudurupda fikrimi değiştirmezsem:))Benim için acayip bir durum bütün gün bunu düşünüp durdum,acaba bende bir gariplik mi var ,ne oluyor bana diye.Bu arada lise arkadaşım Sevim bizi hayal kırıklığına uğrattı,bu tatilde gelecekler bizde kalıcaklardı .Kız arkadaşlar da başka oluyor insan çok özlüyor birlikte olmayı kaynatmayı,hele de senede birkaç gün görüşünce baya heveslenmiştim,havaya girmiştim.Başka bir sefere inşallah.Eşim ailesini görmeye gidecek malum yaz tatiline kadar başka bir şansı yok,ama biz ne yapacağız bakalım Sevim de gelmiyeceğine göre.Bugün onu da düşünüp durdum,işin içinden çıkamadım acaba yalnız kalabilirmiyiz kalamazmıyız diye.Gündüz birşey değil bir şekilde idare ederim,yakın arkadaşlarıma giderim vakit geçiririm bir şekilde,ama geceleri korkarım diye düşünüyorum.En iyisi bizim yakınlarda bir yerlere gitmemiz ya da birilerinin bizim yanımıza gelmesi olucak heralde.Neyse bulucaz bir çaresini bu soğukta Batıhan'la Manisa'ya gitmek,yollarda telef olmak istemiyorum.Zaten yeni gittik sayılır,bir de hasta olduk.
Batıhan etrafımda dolanıp duruyor,ikinci kez sabote etti bilgisayarı,kapatıp duruyor.Şu yazıyı kazasız belasız göndermek istiyorum artık.Millet nasıl yazıyor hayret,hatta iki çocuğu olanları gördüm bugün birkaç blogda.Evde olduğumda sürekli peşimde,banyoya giremez oldum kapının önünde inliyor içeriye alayım diye,hatta bazı günler öyle hareketli oluyo ki sabırtaşı annem bile pes ettiriyo yani.Her neyse gelelim Batıhan'daki son gelişmelere, bir iki hafta önce yaşadığımız olağan kabızlık problemini Duphalac şurubu tekrar kullanarak çözüme kavuşturduk .İçerden sesler yükseliyor ayy ne yazacağımı da karıştırıyorum,başına birşey gelmeden bırakayım bari özet olarak bu aralar böyleyiz,durmak yok...

8 Ocak 2009 Perşembe

2009'un İlk Haftası

Üstteki fotoğraf anlaşıldığı üzere 2008 yılbaşı akşamı,şapkayı özellikle saklamıştım bu sene için ama Batıhan kafasında tutmamakta inat ettiği için doğru dürüst pozlayamadım.
31/12/2008
Oğluşum dedesini aldığı trene bayıldı,ama sesi gerçek bir tren sesinin 10 kat fazlası olabilir:))Alttaki komşularımızı zaten sabahın köründe kaldırıyoruz bir de geceleri kafalarını şişirmeyelim diye treni saklamak zorunda kaldık.
---------O----------
Ocak ayının ilk haftasını bitirdik nerdeyse,bizde şimdi Sömestr heyecanı başladı.Dört gözle bekliyoruz,planlar yapmaya başladık şimdiden.Böyle tatile yaklaştıkça okulu daha çok seviyorum galiba,eminim öğrencilerde aynı duyguları yaşıyodur.Evet gelelim tatil planlarına; tatilde eşim ailesinin yanına gitmek istiyor.Ben gitmek istemiyorum çünkü geçen bayramda feci şekilde hastalandı Batıhan.Aynı şeyleri yaşayıp tatilin zehir olmasını,Batıhan'ın da yollarda telef olmasına gönlüm razı değil.Biz oğluşumla evimizde başbaşa tatil yapacağız anlaşılan,anneannesini de gönderiyoruz.Bende Gelibolu'dan çok sevdiğim arkadaşlarımı davet ettim.Bakalım Özü hamile olduğu için gelemeyebilirmiş,ama Sevim son anda yan çizmezse gelicekmiş.Süper dinlendirici ve keyifli bir tatil olucak galiba,çok heyecanlıyım şimdiden.Umarım havalar biraz daha iyi olurda,eve tıkılıp kalmayız.Gerçi ben hiç yakınmam,özlemişim zaten ama dışarda takılıp,alışveriş yapmakda fena olmaz Sevim açısından.Gelsinlerde planımızı yapar,yakın yerlere gideriz.
Bugün Can 2 yaşında,akşam doğum günü partisine gidemeyeceğimiz için,öğleden sonra gidip bir öpeyim dedim.Çok tatlı kereta,çok da yakışıklı maşallah.Allah uzun sağlıklı bir ömür versin oğluşuma.Havalar ısınınca tosuncukları buluşturmak ümidiyle...