18 Kasım 2009 Çarşamba

Pembe Baykuşum

Eve döndüğümde pc başına oturmaktansa oğlumla vakit geçirmek çok daha cazip geldiğinden uzun zamandır yazamadım.En son düğünde kalmışız,hayat ne kadar hızlı akıyor.Geriye dönüp bakınca çok kısa bir zaman dilimi gibi görünsede neler neler yaşıyor insan.En başta domuz gribi paniği geliyor,ülkece yaşıyoruz uzun zamnda devam edeceğe benziyor.Merak eden varsa ailecek aşı vurulmamaya karar verdik.Bu hafta okullarda da izin kağıtları gönderildi velilere,öğrencilerin %98 i aşı olmayacak anlaşılan.Herhalde ancak Türkiye'de olur bir işi bu kadar eline yüzüne bulaştırmak,yazık.Herneyse yukarıdaki fotoğrafta ikeadan aldığımız tepsiyi görmektesiniz.Bizi çok güldüren Batıhan'ın oradaki kuşlardan en tatlısını yani pembe Baykuşu kendisi olarak seçmesi,yeşil kuşu babası,sarı olan da bendeniz.Kendisini bizden farklı gördüğünü ne kadar güzel belli ediyor değil mi? Baykuşla benzer özellikleri de yok değil hani,özellikle ikisinin de ödlek olması en belirgin olanı bence.Evet yanlış anlamadınız oğlum hala bebekliğinde olduğu gibi yüksek sesle konuşulmasından,şarjlı el süpürgesi sesinden,bazı sesli oyuncaklardan acayip korkuyor.Gerçi listemiz uzundu çoğundan korkmuyor artık,elektrik süpürgesi,saç kurutma makinesi,blendır bunlardan bazıları.
Bakıcısına gün geçtikçe alışıyor,bizim için beklediğimden çok daha zorlu geçti bu süreç.Batıhan ilk hafta gayet uyumluydu,belki de sonradan farkına vardı veee zor günler başladı bizim için,üç kez kadıncağız okula getirmek zorunda kaldı.Avazı çıktığı kadar bağırıyormuş,hele birgün şaşkır şakır yağmur yağarken apar topar evden çıkarmak zorunda kalmış.İkinci haftada Batı ve ben hastaydık zaten,ara verdik tekrar başa döndük.Ardından azı dişlerinin sıkıntısı,eve döndüğümüzde bize resmen işkence çektirmesi derken haftalar böyle akıp gitti.Dişlerini çıkarmış değil ama yerleri bembeyaz,bazen öyle kendinden geçiyor ki 4 parmağını birden ağzına sokuyor.Diş fırçası,ağzına sokabileceği oyuncaklar elinden hiç düşmüyor.İlk dişini çıkardığında bu kadar olmasa da zorlanmıştı,ama bu sefer kulak ağrısı,ateş, inanılmaz bir huzursuzluk,öfke nöbetleri,geceleri ağlama eşlik etti.Bakıcısıyla da eskisinden daha iyi bazı günler kucağında uyuyor,bazı günler ısırıyor,ne yapacağı belli olmuyor.Bu süreçte yurt dışında yaşamadığıma öyle üzülüyorum ki ilk üç sene anneyle birlikte olmak çocuk için gerçekten çok önemli.Ben yine de 6 saat evden uzaktayım,kendimi şanslı görüyorum bu anlamda,böyle avutmaya çalışıyorum belki de kimbilir.Herneyse bizde durum bu, Batıhan'ın söylediği gibi söyleyeyim BABAYYY